-
1 her biri
-
2 her
her jeder, jede, jedes;her bir ein jeder/jedes, eine jede;her biri jede(r) von ihnen;her dem taze jugendlich wirkend;her gün jeden Tag;her günkü alltäglich;her halde (oder halü kârda) in jedem Fall; Alltagsanzug m;her nasılsa wie auch immer, irgendwie;her ne hal ise wie dem auch sei;her ne ise kurz und gut; irgendwie;her nedense aus irgendeinem Grund;her ne kadar wenn … auch, obwohl;her ne pahasına olursa olsun um jeden Preis;her şeyden önce vor allen Dingen;her zaman dauernd, beständig -
3 birer birer
eins nach dem anderen; ( her biri ayrı olarak) einzeln\birer birer toplamak Stück für Stück sammeln -
4 eleman
eleman sbir kümenin \elemanları die Elemente einer Menge -
5 herhangi
her'hangi irgendeine(r);herhangi bir irgendein;herhangi bir şekilde irgendwie;herhangi bir yerde irgendwo;herhangi biri irgend jemand -
6 yan
2. I s1) Seite f\yanımda para yok ich habe kein Geld bei mirher \yanda überallher \yandan von allen Seiten, allseitigsağ/sol \yanda auf der rechten/linken Seitebir şeyin \yanı başında ( olmak) ganz in der Nähe von etw (sein), an etw sehr nah dran (sein)\yanına çağırmak zu sich rufenparanı/gözlüğünü \yanına almayı unutma vergiss nicht, dein Geld/deine Brille mitzunehmen [o einzustecken]\yanına kâr kalmak davonkommen2) (-den \yana)biri/şans ondan \yana olmak jdn/das Glück auf seiner Seite habenşans benden/bizden \yana das Glück ist auf meiner/unserer Seitebirinden \yana çıkmak sich auf jds Seite stellenbirinden \yana olmak jdm zur Seite stehenbir şeyden \yana olmak etw befürwortenben senden \yana olurum ich bin [o stehe] auf deiner Seitebir şeyden \yana olduğunu açıkça söylemek sich zu etw bekennenben ondan \yanayım ich bin dafürII adj Neben-, Seiten-birine \yan gözle bakmak (\yan bakmak) jdn schräg ansehen; ( göz ucuyla) jdn aus den Augenwinkeln anschauenbirine \yan bakmak ( fam) jdn schief ansehen\yan çizmek ( fam) einen Rückzieher machen; ( bir işten kaçmak) kneifen -
7 ne
ne pron1. Name des 17. Buchstaben des türk. AlphabetsNigde'nin \ne'si N wie Nordpol2. 1) was\ne de olsa immerhin\ne derece wie\ne derse desin ganz gleich, was er sagt\ne oldu (ki) ? was ist (denn) passiert?\ne olursa olsun ( fam) egal was (passiert)\ne pahasına olursa olsun koste es, was es wolle, um jeden Preis\ne var? was gibt's?\ne var ki (je) doch; ( lakin) jedoch\ne var ne yok? — iyilik sağlık! ( fam) wie geht's, wie steht's? — danke, bestens!\ne yapmalı ki? was soll man denn machen?bundan bana \ne? was geht mich das an?bundan kolay \ne var ki! nichts leichter als das!sana \ne! was geht dich das an!2) was für\ne komik/paskal adam! was für ein komischer/ulkiger Mensch!3) wie\ne dereceye kadar inwiefern, inwieweit\ne güzel/yazık! wie schön/schade!\ne kadar haklısın wie sehr du Recht hast\ne kadar paran var? wie viel Geld hast du?adı \ne olursa olsun wie er auch heißen magadın \ne? wie heißt du?bu Almancada/Türkçede \ne demek? wie heißt das auf Deutsch/Türkisch?4) weder\ne... \ne weder... noch\ne biri \ne öteki weder der eine noch der andere5) \ne gezer! ( fam) i wo!burada böyle şeyler \ne gezer ( bulunmaz) hier gibt es solche Sachen nicht\ne mümkün ( imkânsız) es ist unmöglich\ne olur, \ne olmaz ( her ihtimale karşı) für alle Fälle\ne olur( sun), bunu yapma! ich flehe dich an, tu [o mach] das nicht!\ne olursunuz, bunu yapmayın! ich flehe Sie an, tun [o machen] Sie das nicht!6) \ne kadar wie; ( kaç) wie vielbu \ne kadar ediyor? wie viel macht das?\ne kadar erken gelirsen... je eher du kommst,...\ne kadar erken olursa o kadar iyi olur je eher, desto besser7) \ne var, \ne yok alles, was es gibt\ne var, \ne yok? wie geht's, wie steht's?8) \nesi var \nesi yok alles, was er hatbunun \nesi güzel? was ist schön daran?onun \nesi oluyorsunuz? wie sind Sie mit ihm verwandt? -
8 parmak
parmağı \parmakte olmak den Finger am Abzug habenbir işte parmağı olmak die Hand im Spiel habenonun her yerde parmağı var er hat überall die Finger drinbirini parmağında oynatmak ( fam) jdn um den Finger wickelnparmağını bile kıpırdatmamak [o oynatmamak] ( fam), keinen Finger rühren [o krumm machen]
См. также в других словарях:
her biri — zm. Ayrı ayrı hepsi Her biri bir havadan çalan alay alay insanların etrafımda kaynaşması, beni adamakıllı sersemletti. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
biri — zm. 1) Bir tanesi Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti. M. Ş. Esendal 2) Bilinmeyen bir kimse İhtimal hırsız Eşref in hayranlarından biriydi. O. S. Orhon 3) Yüklem durumunda olan bir ad tamlamasının belirtileni olarak kullanıldığında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
her — sf., Far. her Teklik adlara tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, ... in hepsi anlamını veren söz Bir hafta, her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi. H. E. Adıvar Birleşik Sözler her bir her biri hercai her daim her dem … Çağatay Osmanlı Sözlük
Amasyanın bardağı, biri olmazsa biri daha — ele geçirilmeyen veya kaçan bir şeye üzülmek boştur çünkü her zaman benzeri sağlanabilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
beher — her biri … Hukuk Sözlüğü
hava çalmak — (her biri başka bir) her biri, birbiriyle çelişen, birbirine uymayan davranış ve düşüncede bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEVŞ — Her biri bir yerden gelmiş olan bir bölük cemaat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kutup — is., tbu, Ar. ḳuṭb 1) Yer yuvarlağının, Ekvator dan en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri Kutuplara gitmeği bile çok düşündüm. P. Safa 2) mec. Birbiriyle karşıt olan şeylerden her biri Çalışanlarla çalıştıranları… … Çağatay Osmanlı Sözlük
List of Toaru Majutsu no Index characters — This is a list of characters from the light novel series Toaru Majutsu no Index as well as its manga adaptation, spin off manga (Toaru Kagaku no Railgun), and both series anime adaptations. The series primarily takes place in Academy City, a city … Wikipedia
eş — is. 1) Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. Ö. Seyfettin 2) Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika Kadın diye eşini bellemiş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşama — is. 1) Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye 2) Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale 3) sp. Bir yarışın belirli uzaklığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük